top of page
  • Writer's pictureAysel K. Basci

Hüzünlü Yüzlerin Ressamı




Önde gelen Türk ressamlarından Nuri İyem (1915-2005) en çok ‘hüzünlü kadın yüzleri’ ve ‘köyden kente göç’ temalarını içeren eserleri ile tanınır. Ressam çok sevdiği bu iki temayı resimlerinde sürekli işlemiştir. Yakın arkadaşı ünlü yazar Ahmet Hamdi Tanpınar İyem’in resimlerindeki hüzünlü kadın yüzlerini şöyle anlatıyor: “Bir heykel kadar sımsıkı, yeşil mehtap kadar zarif, geçmiş zamanın havasını içinde taşıyan eski fresk ve ikonlar kadar yalın.”


Ben uzun süredir Amerika’da yaşadığım için, Nuri İyem’i ancak tesadüfen internet sayesinde keşfettim. Birkaç yıl önceydi. Bir gün internet’te birşeyler araştırıyordum. Sayfadan sayfaya geçerken, kendimi Nuri İyemin resimlerinden birine hayranlıkla bakarken buldum. Çok etkilenmiş ve uzun süre gözlerimi resimden ayıramamıştım. Resimde tanıdık fakat ne olduğunu bir türlü çıkaramadığım hoş birşey vardı. Daha sonra, dikkatle bakınca, aşinalığın ne olduğunu çözdüm. Resimde hayranlıkla izlediğim kadın bana annemi hatırlatıyordu. O kadar ki, sanki annem gençlik yıllarında bu resim için poz vermişti. O gün uzun süre nasıl umitsizce resimdeki kadının güzel elâ gözlerinden birşeyler okuyup, birşeyler anlamaya çalıştığımı hiç unutmam. Sanki resimdeki kadın gerçekten annemdi ve benimle hiç söylenmemiş hikâyeler paylaşmak için özlem ve hasretle doluydu.


Bu ilk tanışmadan sonra Nuri İyem’le ilgili yazılar okumaya başladım ve resimlerindeki hüzünlü yüzlerin ilhamı olan kadının seneler önce kaybettiği ablası olduğunu öğrendim. İyem anne ve babasını daha küçük yaşta iken kaybetmiş ve onu çok sevdiği ablası büyütmüştü. Ne yazık ki İyem daha 7 yaşında iken ablasını da kaybetmiş ve onun ölümüne şahit olmuştu. Ablasının zamansız ve erken ölümünün ardından, İyem çok üzülmüş ve bu faciayı asla unutamamıştı. Meslek hayatı süresinde pek çok kadın yüzünün resmini yaptı. Fakat, bu yüzlerdeki ifade hiç değişmiyordu – hüzünlü, utangaç ve melankolik.


İyem’in resimlerinde ısrarla işlediği ikinci tema, göç edenler, hemen her zaman köyden kente, yürüyerek ve bütün varlıklarını beraberlerinde taşıyarak, göç eden Anadolu halkını yansıtır. Bu resimlerin her biri kolayca unutulamayacak kadar hâzin ve adetâ alışılmış bir yaşam tarzına veda etmenin uyandırdığı derin keder duyguları ile doludur.


İyem’in göç resimlerinde bile Anadolu kadınları her zaman yaşamlarını topraktan çıkartan, emektar ve çalışkan kişiler olarak yansıtılır. Hayatının son yıllarında, ressam daha çok bu konuda tanınmaya başlar. Nitekim, 2005 senesinde İyem’in ölümünün ardından cenazesine katılan dost ve yakınları giysilerinin yakalarına ressamın o çok sevdiği Anadolu kadınlarını sembolize eden bir resminin önünde duran fotoğrafını takarlar.


Aradan çok geçmeden ben de ciddi bir Nuri İyem hayranı oldum. Özellikle ressamın ‘hüzünlü kadın yüzleri’ beni halâ derinden etkileyip duygulandırıyor. Her ne kadar artık aramızda olmasa bile, yarattığı eşsiz ve büyüleyici eserlerinden dolayı Nuri İyem’e minnettarım. Bir sonraki İstanbul ziyaretimde mutlaka, zaman zaman Nuri İyem’in eserlerinin sergilendiği, Evin Sanat Galerisini ziyaret edeceğim. İnternet’te uzun süredir hayranlıkla baktığım bu eserlerin orjinallerini yakından görmek eminim büyük bir zevk olacaktır.


Fakat şimdilik, kendimi o en sevdiğim—annemi hatırlatan—İyem resminin önünde durup hayranlıkla incelerken hayal etmekle yetiniyorum.


 

Orjinal İngilizce Versiyonu: The Painter of Sad Faces


56 views0 comments

Recent Posts

See All

Maneuver

bottom of page